Kendimizi profesyonel hayattan bıktıracak kadar uzun süreli,
yoğun ve stresli profesyonel iş yaşamı deneyimlerimiz var. Çok şey öğrendik,
çok şey öğrettik. Ama noktayı koyma vakti gelmiş işte.
İnsan çalışırken alışılagelmiş kalıpları da kıramıyor bir
türlü. Her ay elime geçen para belli, iyi bir işim var, yükseliyorum, daha ne
isterim ki…
Ancak işten aldığınızla işe verdiğiniz arasındaki denge
bazen ciddi sarsılabiliyor. İşte biz de böyle sarsıntılı anlar yaşadık. Önce
ablam, sonra ben…
Sonra baktık ki, sıkıntıları yaşadığımız dönemde o kadar çok
konuşmuşuz ki kendi işimizi kurmayı, istediklerimizi yapmayı; sanıyorum o
sarsıntılı anları yaşamamız o kadar da tesadüf değilmiş J Yoksa o alışageldiğimiz
kalıplar biraz zor kırılırdı.
İşte bu serüven o an başladı. Bugüne kadar yapılanların
üstüne yenilerini koyma, daha fazla zaman harcama, işinin gücünün sevdiğin şey
olması…
Şimdi uykumuzda kurabiye pişiriyor, pandispanyanın kıvamı
tutmadıysa bir dahakine nasıl daha iyi olabileceğinin hesabını yapıyoruz.
Kolay değil tabii ki… Hatta zorlukları var… Ama içiniz
titriyorsa yapacaklarınızı düşündüğünüzde, aynen devam!
Beril